Tatar: “Limasol Direnişi, mücadele tarihine 2. Plevne Savunması olarak geçen bir direniş öyküsüdür”
![](https://www.zimbahaber.com/wp-content/uploads/2025/02/tatar-limasol-direnisi-mucadele-tarihine-2-plevne-savunmasi-olarak-gecen-bir-direnis-oykusudur-780x470.jpeg)
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Limasol Direnişi’nin Türk Mukavemet Teşkilatı öncülüğünde gerçekleşen ve mücadele tarihine 2. Plevne Savunması olarak geçen bir direniş öyküsü olduğunu kaydetti.
Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesi yıllarında, 10-13 Şubat 1964 tarihlerinde Limasol’da verilen direniş ve bu direnişte şehit düşenlerle ilgili mesaj yayımladı.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 13 Şubat Limasol Şehitleri’nin 61’inci yıl dönümü nedeniyle yayımladığı yazılı mesajda, Limasol Direnişi’ni “fevkalade efsanevi bir direniş öyküsü” olarak niteledi.
Tatar, mesajında şu ifadelere yer verdi:
“13 Şubat sabahının ilk ışıklarıyla zırhlandırılmış dozerler öncülüğünde yüzlerce Rum, Limasol’un Türk bölgesine karşı taarruza geçti. Türk mevzileri tank ve roketatar mermileriyle harabeye çevrildi ancak mücahitlerimiz direnişini sürdürdü.
Direniş esnasında 5 mücahidimiz şehit düştü, Rum zırhlı aracı tahrip edildi. Başarıya ulaşamayan Rumlar, ‘ateş-kes’ anlaşmasını imzaladı.Sonrasında Rumlar, Limasol Sancağına bağlı Piskobu, Bağlarbasi, Aşagi Binatlı, Evdim ve Çanakkale Türk yerleşim yerlerine yönelik saldırılarda bulundu.
Mücahitlerimiz Rumlara geçit vermedi. Bu direnişlerde ‘Limasol’un Sesi’ radyosunun yayınları Mücahitlerimize büyük bir moral güç kaynağı oldu.Bu mücadele sırasında TMT’nin ve Şago gibi kahraman mücahitlerin direnişi efsanevi duruşunu en iyi şekilde gösterdi.
Limasol Direnişi, Türk Mukavemet Teşkilatı öncülüğünde gerçekleşen ve mücadele tarihine 2. Plevne Savunması olarak geçen fevkalade efsanevi bir direniş öyküsüdür.”
-“Rum tarafının bu hakimiyetçi tutumu da asla kabul edilemez”
1960’ta kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’ni “Enosis sıçrama tahtası” olarak değerlendiren Rumların hedefinin Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamak, anayasa değişikliğiyle Kıbrıs Türk halkını bir azınlık statüsüne indirgemek ve adada yok etmek olduğunu belirten Tatar, “Kıbrıs Türk halkını ‘azınlık’ gören bu zihniyete göre halkımızın siyasi eşitliği, egemenliği yoktur. Bu zihniyete göre halkımız azınlık haklarına razı olmalı, Türkiye’nin garantörlüğü kalkmalı, Türk askeri Kıbrıs’tan uzaklaştırılmalıdır. Bunları geçmişte reddettik, şimdi de reddediyoruz.” dedi.
Kıbrıs’ta Türk varlığı olduğu sürece de Rum-Yunan ikilisinin bu hayallerinin gerçekleşmesinin imkanı da olmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs’ın ikinci bir Girit asla olmayacağını belirtti.
Kıbrıs sorununa çözüm bulabilmek amacıyla uzun yıllardan beri sürdürülen müzakere süreçlerinin de Rum-Yunan ikilisinin uzlaşmaz ve olumsuz tutumları nedeniyle bir sonuca ulaşamadığını kaydeden Tatar, “Müzakere sürecinin başladığı günden beri Rum-Yunan ikilisi adil ve kalıcı bir anlaşmayı reddederken, halkımızın siyasi eşitliğini, egemenliğini ve tüm meşru haklarını da yok saymaktadır. Rum tarafının bu hakimiyetçi tutumu da asla kabul edilemez.” ifadelerini kullandı.
-“Egemen iki ayrı devlete dayalı çözüm modeli için uğraşımız devam edecek”
Uzun yıllardan beri gündemde bulunan federasyona dayalı çözüm modelinin, Annan Planı referandumu, Mont Pelerin ve Crans Montana görüşmelerinde çöktüğünü ve bunun mümkün olmadığının gözler önüne serildiğini belirten Tatar, “Türk tarafının haklılığı bir kez daha görülmüştür.” dedi.
Tatar, şöyle devam etti:
“Bu gelişmeler sonrasında egemen iki eşit devlete dayalı çözüm modeli tarafımızdan gündeme getirilirken, Türkiye de bu görüşümüze destek vermiş, halkımız da bunu Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde onaylamıştır. Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘federasyon bitmiştir, tek çözüm yolu iki ayrı devlettir’ açıklaması da dünyaya önemli bir mesaj olurken, bizlere de büyük bir güç vermiştir. Bu yolda halkımızdan ve Türkiye’den aldığımız güç ve destekle kararlılıkla yürümeye devam edeceğiz.
Egemen iki ayrı devlete dayalı çözüm modeli için uğraşımız devam edecek ve bu yoldan geri adım atmayacağız. Temennimiz, Rum-Yunan ikilisinin tahriklerine ve gerginlik yaratma çabalarına son vermesi ve diyalog çağrılarımıza olumlu yanıt vermesidir. Çünkü, Kıbrıs ve bölge için en gerçekçi ve kalıcı çözüm şekli egemen iki ayrı devlete dayalı çözüm modelidir ve bu görüşümüz de uluslararası alanda da destek görmeye başlamıştır.
Kıbrıs Türkü’nün varoluş mücadelesinde canlarını feda eden 13 Şubat Limasol Şehitlerimizi rahmet, minnet ve saygıyla anıyoruz. Onların gösterdiği cesaret ve fedakârlık, bizlere bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin kutsallığını hatırlatmaktadır.
Vatan uğruna verilen bu büyük mücadele, hiçbir zaman unutulmayacak ve gelecek nesillere aktarılarak yaşatılacaktır. Aziz şehitlerimizin ruhları şad olsun.”
(FS/GÜL)