KIBRIS

KTTB, 7 Nisan Dünya Sağlık Günü’nde anne ve çocuk sağlığını ilgilendiren temel ihtiyaç ve taleplere dikkat çekti

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Halk Sağlığı, Çevre ve İnsan Hakları Sorumlusu Dr. Cemal Mert, bu yılki teması “Anne ve Yenidoğan Sağlığı” olan 7 Nisan Dünya Sağlık Günü’nde yaptığı açıklamada, “Annelerin ve bebeklerin sağlığı, sağlıklı ailelerin ve toplulukların temelidir. Onların yaşam hakkı, hepimizin ortak sorumluluğudur” diyerek, Sağlık Bakanlığı ile ilgili kurumları bu konuda sorumluluk almaya davet etti.

KTTB Yönetim Kurulu adına Birliğin Halk Sağlığı, Çevre ve İnsan Hakları Sorumlusu Dr. Cemal Mert,  7 Nisan Dünya Sağlık Günü dolayısıyla yazılı açıklama yaptı.

7 Nisan Dünya Sağlık Günü’nün bu yılki temasının “Anne ve Yenidoğan Sağlığı” olarak belirlendiğini ve  “Sağlıklı Anne, Sağlıklı Gelecek” sloganının öne çıkarıldığını belirten Mert, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ), yaptığı çağrıda bu yıl boyunca tüm ülkelerin sağlık otoritelerini, anne ve yenidoğan sağlığı konusunda adımlar atmaya davet ettiğini belirtti.

Bu anlayışla, KTTB olarak, ülkede anne ve çocuk sağlığını ilgilendiren bazı temel ihtiyaç ve talepleri kamuoyunun dikkatine getiren Dr. Mert, bunları dokuz madde altında sıraladı:

 “1. Anne ve çocuk sağlığı hizmetleri güçlendirilmelidir.

Temel Sağlık Hizmetleri Dairesi çatısı altında “Anne ve Çocuk Sağlığı Şubesi” oluşturularak, bölgelerdeki Sağlık Merkezlerinde erişilebilir anne-çocuk sağlığı birimleri kurulmalı; gebelik süresince erişilebilir, düzenli tarama ve takibin yapılması güvence altına alınmalıdır.

2. Yenidoğan ve pediatrik yoğun bakım hizmetleri güçlendirilmelidir.

Prematüre bebekler başta olmak üzere, yenidoğanların ve çocukların ihtiyaç duyduğu ileri düzey bakım hizmetleri artırılmalı, gerekli tıbbi altyapı modernize edilmeli, uzman hekimler ve iyi yetişmiş, yeterli sayıda tüm diğer sağlık personellerinin istihdamı sağlanmalıdır.

3. Aşılanma oranlarının artırılması için toplumsal bilinç güçlendirilmelidir.

Çocukluk çağı aşılarına erişim kolaylaştırılmalı, uzmanların katkısıyla bilgilendirme kampanyaları düzenlenmeli, kamu ve özelde ücretsiz aşılar sağlanmalı, aşı takip sistemi derhal hizmete sokulmalıdır.  Ulusal aşı takvimimiz güncellenip, HPV ve Rota virüs aşıları da takvime eklenmelidir.

4. Sağlıklı beslenme ve gelişim desteklenmelidir.

Gebelikten itibaren annelere beslenme eğitimi verilmeli, anne sütüyle emzirme teşvik edilmeli; çocuklarda obeziteyle mücadele için okul kantinlerinde sağlıklı gıda seçenekleri sunulmalıdır. Ayrıca, giderek kötüleşen ekonomik koşullar nedeniyle sağlıklı gıdaya erişimde zorlanan çocuklar başta olmak üzere, kamusal eğitim kurumlarında tüm çocuklara yeterli ve dengeli beslenme olanakları sağlanmalıdır.

5. Ruh sağlığı hizmetleri yaygınlaştırılmalıdır.

Çocuk ve ergen ruh sağlığı, gelişimin ayrılmaz bir parçasıdır. Her okulda çocuklara psikolojik destek sunulmalıdır. Psikologlar veya psikolojik danışman ve rehber öğretmenler istihdam edilmeli, ayrıca ebeveynlere yönelik bilinçlendirme programları başlatılmalıdır.

6. Çevresel sağlık önlemleri artırılmalıdır.

Hamile kadınlar ve çocuklar, çevresel kirleticilere karşı daha hassastır. Hava, su ve gıda güvenliği konusunda ciddi ve sürdürülebilir denetim mekanizmaları titizlikle uygulanmalıdır. Tarımsal üretimde ve hayvan besiciliğinde kullanılan pestisitler, kimyasallar ve antibiyotikler özenle denetlenmelidir.

7. Kadın doğum ve çocuk hastalıkları uzmanları desteklenmelidir.

Özellikle kırsal bölgelerde ve kentlerde yeni sağlık merkezleri açılarak bu alanlardaki uzman hekim açığı giderilmeli, anne ve çocuklar için sağlık hizmetleri kolayca ulaşılabilir olmalıdır.

8. Ağız ve diş sağlığı hizmetleri yaygınlaştırılmalıdır.

Hamileler ve çocuklar için kamusal ağız ve diş sağlığı hizmetleri erişilebilir olmalı, yeterli personel istihdamı sağlanmalı, Birinci Basamak sağlık merkezlerinde çocuk ve erişkinlere hizmet verecek gezici ve sabit ağız ve diş sağlığı birimleri güçlendirilmelidir.

9. Doğum süreçleri güvence altına alınmalıdır.

Anne ve bebek dostu doğum uygulamaları ve anne-bebek dostu sertifikalı hastaneler yaygınlaştırılmalı; normal doğum teşvik edilmeli, gebelik, doğum ve lohusalık dönemlerinde kadınlara psikososyal destek sunulmalıdır. Ayrıca yeni annelere tanınan doğum sonrası kırk gün ücretli izin hakkı, anne bebek bağı ve annenin bebeğine anne sütü verebilmesi için yeterli değildir. Bu süre ruhsal ve bedensel olarak tam sağlıklı nesiller için ücretli izin şeklinde altı aya çıkartılmalıdır. Üç gün olan babalık izni en az bir aya çıkartılmalıdır.”

KTTB adına “Sağlıklı başlangıçlar, umut dolu yarınlar”  mesajı gönderen Dr. Mert, “Annelerin ve bebeklerin sağlığı, sağlıklı ailelerin ve toplulukların temelidir. Onların yaşam hakkı, hepimizin ortak sorumluluğudur. Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği olarak, toplum sağlığını önceleyen, bilim temelli, sürdürülebilir politikaların derhal hayata geçirilmesini talep eder; en başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere tüm ilgili kurumları bu konuda sorumluluk almaya davet ediyoruz.” dedi.

 

 

 

 

 

 

 

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir




Enter Captcha Here :

Başa dön tuşu