KT Fiziksel Aktivite Derneği’nden 11 Nisan Dünya Parkinson hastalığı Günü mesajı…

Uzman Fizyoterapist Fahriye Çoban, egzersiz ve fiziksel aktivitenin Parkinson hastalığındaki önemine dikkat çekti.
Çoban, KT Fiziksel Aktivite Derneği adına 11 Nisan Parkinson Hastalığı günü nedeniyle yayımladığı mesajda, hastalığın, hareket kabiliyeti ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyen nörodejeneratif (sinir harabiyeti yaratan) bir hastalık olduğuna işaret ederek, hareketlerin yavaşlaması, kas sertliği, denge bozukluğu ve titreme gibi temel belirtilerin hastaların yaşam kalitesini etkileyip zorlaştırdığını kaydetti.
Çoban mesajında, Levodopa gibi dopamin içerikli ilaç tedavilerinin altın standart olarak kabul edilse de hastaların fiziksel performansını, denge ve hareketliliği artırmakta bazen yeterli olamadığını, bu noktada egzersiz ve fiziksel aktivitenin etkinliğinin oldukça önemli olduğunu belirtti.
Parkinson hastalığında fiziksel aktivitenin, semptomların yönetiminde ve hastalığın ilerlemesinin yavaşlatılmasında önemli bir rol oynadığını da ifade eden Çoban, kas gücünü artırması, esnekliği geliştirmesi, denge ve koordinasyonu iyileştirerek düşme riskini azaltması ve günlük aktivitelerin daha güvenli gerçekleştirilmesini sağlaması açısından fiziksel aktivitenin önemli olduğuna vurgu yaptı.
Çoban şöyle devam etti:
“Fiziksel aktivite, zihinsel fonksiyonları destekler ve bilişsel gerilemeyi yavaşlatabilir, bağırsak hareketlerini düzenleyerek kabızlık gibi sorunların hafifletilmesine yardımcı olur, depresyon ve anksiyete gibi ruhsal durumları iyileştirerek genel yaşam kalitesini artırır.
Parkinson hastalığının ilerleyici doğası olması nedeniyle, belirtilerin şiddeti her geçen gün artmaktadır. Bu nedenle, fiziksel aktivitenin faydaları olduğu kadar aktivite yetersizliğinin (inaktivite) de zararlı sonuçları olmaktadır. Parkinson hastalarında fiziksel hareketsizlik, kasların zayıflamasına, eklem sertliğinin artmasına ve genel hareket kabiliyetinin azalmasına neden olabilir. Ayrıca, hareketsizlik bağırsak problemlerini ve depresyon gibi ruhsal sorunları tetikleyebilir.
Bu hastalarda yürüyüş, yüzme veya bisiklet sürme gibi aktiviteler kardiyovasküler sağlığı destekler ve genel dayanıklılığı artırır. Direnç bantları veya hafif ağırlıklarla yapılan egzersizler kas kuvvetini artırır. Yoga ve tai chi gibi aktiviteler dengeyi ve esnekliği geliştirir, düşme riskini azaltır. Fiziksel aktivite olarak egzersiz programına başlamadan önce bir fizyoterapiste danışmak önemlidir. Bireysel ihtiyaçlara uygun bir egzersiz planı oluşturmak, en iyi sonuçların alınmasına yardımcı olacaktır.”