Kıbrıs

Meclis güncel konuşmalarla devam ediyor

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda milletvekillerinin güncel konuşmaları devam ediyor.

Başbakan Yardımcısı Fikri Ataoğlu’na cevap veren CTP Milletvekili Erkut Şahali, Ataoğlu’na ortağı ile konuşmasını tavsiye ederek, “Bu müzakere samimiyetle yapılmıyor” dedi. “Ortada samimiyet bağlamında bir eksiklik vardır” diyen Şahali, “Bütün olunsaydı kurumların kime bağlı olduğu fark etmezdi” şeklinde konuştu.

Gerçeğin böyle olmadığını savunan Şahali, “Ne siz o kadar safsınız, ne biz o kadar safız” dedi. Toplumsal adaletten bahsettiklerini dile getiren Şahali, kamu bankası gibi iki hayati kurumun siyasete kurban gitmemesinin dileği olduğunu belirtti.

CTP Lefkoşa Milletvekili Ürün Solyalı, “Karma Evliliklerden Doğan Çocukların İnsan Hakları” konulu güncel konuşma yaptı.

Konuşmasına Erkut Şahali’ye verilen cevaptan tatmin olmadığını dile getirerek başlayan Solyalı, yolsuzlukla mücadele konusunda ısrarlı olacaklarını kaydetti.

Karma evlilikten doğan çocukların, “Bizler yasa dışı çocuk ilan ediliyoruz… Bu bizi ciddi anlamda rahatsız ediyor” dediğine dikkat çeken Solyalı, bu konunun gündem yapılmadığı eleştirisinde bulundu. Solyalı, bu sorunun toplumsal bir sorun haline geldiğini söyledi.

Anne ve babalar da içerisine dahil edildiğinde bu konunun 30 bin kişiyi etkilediğini ve bu çocukların “Kıbrıs Cumhuriyeti” vatandaşı olamadığını kaydeden Ürün Solyalı, yıllara göre vatandaşlık başvuru oranlarını açıkladı. Güney Kıbrıs yöneticilerinin bu konuda gerici bir yaklaşım sergilediğini ifade eden Solyalı, ülkedeki sendikaların insan hakkı ihlaline uğrayan çocuklar için girişim başlattığını anlattı.

Çocukların anne veya babasının TC kökenli olmasından kaynaklanan insan hakları ihlaline dikkat çeken Solyalı, bu kişilerin görmezden gelinmesinin, günlük hayatı etkilediğini kaydetti. Konunun sadece hukuki olarak ele alınmaması gerektiğini ifade eden Solyalı, “Bu mesele Güney Kıbrıs’ın meselesidir denilemez” diyerek, Cumhurbaşkanlığı tarafından girişim yapılmadığı için konunun geriye düştüğünü savundu.

Yönetim olarak ne yapabileceği konusunda ciddi bir çalışma yapılması gerektiğini ifade eden Ürün Solyalı, bunun için siyasi irade olması gerektiğini söyledi. Karma evlilikten kaynaklı seyahat özgürlüğü sıkıntıları yaşandığına değinen CTP Milletvekili Solyalı, vize alım kolaylığı sağlanması önerisinde bulundu.

Bu konunun eğitim ve çalışma hayatı konusunda da sorunlar yarattığını ifade eden Solyalı, karma evlilikten doğan çocukların Güney Kıbrıs’ta çalışma hayatına katılabilmesi için talepler olduğunu söyledi.

BM konvansiyonlarını onaylayan Güney Kıbrıs’a bu girişimlerin yapılması gerektiğini kaydeden Solyalı, AB yetkililerine yapıcı girişimler yapılması önerisinde de bulundu. “Bu insan hakkıdır” diye konuşan Solyalı, “Cumhurbaşkanlığında oturanların bu konuya çözüm bulmak zorunda olduğunu” söyledi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Hasan Taçoy ise, Solyalı’nın çok hassas bir konuya değindiğini belirterek, karma evlilikten doğan çocuklar için gereğinin ne olduğunun hiçbir zaman haykırılamadığını kaydetti.

İki toplumlu bir aktivite düzenlendiğinde dahi bu çocuklara ayrım yapıldığını dile getiren Taçoy, bunu yapanın Güney Kıbrıs Rum Yönetimi olduğunu söyledi.

-“Bu konu Avrupa Birliği’nin bir ayıbıdır”

Bu konunun aslında Avrupa Birliği’nin ayıbı olduğunu vurgulayan Taçoy, AKPA’ya gidildiğinde bu konunun lobisinin yapıldığını belirterek, bu işi düzeltecek tek yerin, Avrupa Parlamentosu olduğunu söyledi.

“Bu haksızlığı anlatmak bizim görevimizdir” diye konuşan Taçoy, ülkede küçük yaştan itibaren ayrımcılık tohumlarını eken zihniyete dur demenin KKTC Meclisi’nin görevi olduğunun altını çizdi. Bakan Taçoy, bunu el birliğiyle yapmak gerektiğini kaydetti.

2 bin kişinin Güney Kıbrıs’ta çalıştığını dile getiren Bakan Taçoy, işçi adı altında çalışmıyorsa bu kişilere Yunanca bilmesinin şart koşulduğunu belirtti. “Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası’nda resmi dillerin Türkçe, Elence ve İngilizce olduğunu” kaydeden Taçoy, Elence ve İngilizce’nin kabul edilmesine rağmen Türkçe’nin kabul edilmediğini söyledi.

CTP İskele Milletvekili Fide Kürşat “Üretim Sektöründe Artarak Devam Eden Sorunlar” konulu güncel konuşmasına, “Ne yazık ki sorunların sonu gelmiyor” diyerek, başladı.

Üreten kesimlerin en önemli maliyetinin akaryakıt olduğunu ifade eden Kürşat, “Dünyada pandemiyle birlikte üreticiler desteklenirken, bizde köstekleniyor” iddiasında bulundu.

Gübre fiyatlarının en fazla zam alan girdi maliyetlerinden biri olduğunu belirten Kürşat, hiçbir çiftçinin bu koşullarda peşin gübre alacak durumu olmadığını söyledi.

DGD ödemeleri zamanında yapılmadığı için desteklerin erdiğini kaydeden Fide Kürşat, bu koşullarda ekip, biçmenin “cambazlık” istediğini savundu.

Akaryakıt, elektrik, gübre, zirai ilaçlara gelen zamların sektörü etkilediğini belirten Kürşat, üreticinin Cypfruvex’e güveninin kalmadığını ileri sürdü.

“Kimse kaynak yok demesin, hepimiz kaynakların olduğunu biliyoruz” diye konuşan Kürşat, devletin kaynaklarının çarçur edildiğini iddia etti.

Kürşat, maliyet artışına hükümet önlem almadığı sürece üretimin durma noktasına geleceği uyarısında bulunarak maliyetlerin artmasında devletin kurumlarının da etkisi olduğunu söyledi.

Et tüketmenin lüks olduğuna işaret eden Kürşat, bir düzine yumurtanın 40 TL’yi geçtiğine dikkat çekerek, “Ne olacak bu insanların hali?” diye sordu.

“Açlık aldı başını gidiyor” diyen Kürşat, çocukların okullara kahvaltı yapmadan gittiğine dikkat çekti. Kürşat, kedi-köpek mamalarındaki KDV’lerin de düşürülmesi gerektiğini belirtti. Kürşat, akaryakıt ve elektrikteki artışın domino etkisi yarattığını söyledi.

Tarım ve Doğal Kaynaklar Dursun Oğuz ise, Kürşat’ın bazı konularda çelişkili ifadelerde bulunduğunu dile getirerek, ülkedeki en büyük girdi maliyetinin enerji ve tarımda gübre olduğunun bilindiğini kaydetti. Oğuz, “Eldeki imkanlara göre neler yaptığımızı söyleminizi beklerdim” dedi.

Popülizm yapıldığı eleştirisinde bulunan Bakan Oğuz, eldeki imkanları zorlayarak, üretimin devam etmesi adına destek verdiklerini kaydetti. İthal yem getirerek, alternatif olarak üreticiye bu imkanı sunduklarını ifade eden Oğuz, mısır getirerek, satışa sunduklarını belirtti.

Akaryakıt desteğini artırdıklarını ancak bunun yeterli olmadığını ifade eden Oğuz, girdi maliyetlerinde gübrenin üreticiyi etkilediğini kaydetti. Üreticiye gübre konusunda 150 TL destek verildiğini belirten Bakan Oğuz, “Bu onaylandıktan sonra başka söz söylemeye gerek yok” diye konuştu.

Bakan Oğuz, hükümetin inisiyatif alarak, ekstra destek verdiğini kaydederek, narenciyeyle ilgili ek bütçeye konulan dalında kalan ürünle ilgili 90 kuruşluk desteğin yaklaşık 15 milyon TL olduğunu ve önümüzdeki günlerde ödemesinin yapılacağını söyledi. Oğuz, Cypfruvex’in de üreticilere kalan ödemesiyle ilgili çalışma yaptığını söyledi.

-“Siyah camlı pencerenin arkasından değil, camları açarak geliyoruz”

Sorunları ve tarlada ne olduğunu bildiğini belirten Oğuz, “Çevremize bakıyoruz. Öyle siyah camlı pencerenin arkasından değil, camları açarak geliyoruz” şeklinde konuştu.

CTP Milletvekili Erkut Şahali’nin yerinden söz alarak, sorusu üzerine Oğuz, bütçe rakamlarını mecburen aştıklarını belirterek, gidilecek yolda ne ile karşılaşılacağının bilinmediğini kaydetti. Desteklerinin gününde ödenmesinin önemini vurgulayan Bakan Oğuz, akaryakıt desteğinin gelecek ay verileceğini söyledi.

Halkın Partisi Gazimağusa Milletvekili Ayşegül Baybars, “Son Siyasi Gelişmeler” konulu güncel konuşmasında, Fide Kürşat’ın sorularının yanıtsız kaldığını savunarak, hükümetin “muhalefetteymiş gibi davrandığını” savundu. 10 ayda 3 hükümet kurulduğunu ifade eden Baybars, halkın pahalılık ve yoksullukla karşı karşıya olduğunu belirtti.

Güngör Çöplüğü’nün hukuk katliamına ciddi bir örnek olduğunu ileri süren Baybars, çöplüğün yağmura rağmen yanmaya devam ettiğini kaydetti.

Kıb-Tek ihalesinin bir türlü sonlanamadığını dile getiren Baybars, hükümetin toplumun ucuz elektrik almasının önüne geçtiğini savundu. Güney Kıbrıs enerji anlaşmasına imza atarken, ülkede elektrik kesintilerinin duyurusunun yapıldığını dile getiren Baybars, sanayicilerin artan girdi maliyetlerini azaltacak bir paketin açıklanmadığını veya çözüm bulunmadığını kaydetti.

Hademelerin ve öğretmenlerin eylem yaptığına dikkat çeken Baybars, kanser hastalarının bir buçuk aydır ilaç bulamadığına işaret etti. Baybars, 5G ihalesinin de sonuçlanamadığını, yeni havayolu sürecinin de kapandığını kaydetti. Ayşegül Baybars, yeni Ercan Havaalanı’nın ise kısmi olarak açılabileceğinin söylendiğini dile getirdi.

Hükümetin toplumun sorunlarına çare olmasının mümkün olmadığını öne süren Baybars, bütün bunlara karşın trafik ışıklarına kalp yapıştıran kişiye hızlı bir şekilde ceza yazılmasını eleştirdi.

Ulusal Birlik Partisi Girne Milletvekili Hasan Küçük, “Yerel Yönetimlerde Reform Süreci ile Denetim Sisteminin Önemi” konulu güncel konuşmasında, yerel yönetimlerin, yerelden kalkınmayı merkeze koyduğunu belirterek, halkın huzur ve mutluluğunu artırmanın belediyelerin görevi olması gerektiğini kaydetti.

Yerel yönetimler açısından değişen yapıya kulak verilmesi gerektiğini belirten Küçük, reform sürecinde denetimin önemini vurguladı.

“Denetim yönetimin işlevlerinden biridir” diyen Küçük, bunların ayrı düşünülmemesi gerektiğini söyledi. Ciddi ölçülebilir denetimi hayata geçirmek gerektiğini ifade eden Hasan Küçük, belediyelerin 5195 sayılı yasasında da ifade edildiği gibi stratejik planlamanın hayati önem taşıdığını söyledi.

İç denetim biriminin önemine işaret eden Küçük, yasaların uygulanması gerekliliğini kaydetti. Denetimin kapsam ve türlerinin yasaya konulması önerisinde bulunan Küçük, bu konunun partiler üstü bir konu olduğunu belirtti.

Küçük, denetimin bir bütün olduğunu dile getirerek, iç denetime sonuçta değil süreçte ihtiyaç olduğunu söyledi. Belediyelerde iç denetim birimi kurulması önerisinde bulunan Hasan Küçük, bu birimlerin Sayıştaylığın da verimliliğini artıracağına inanç belirtti.

Geç kalınan, zamanında gerçekleşmeyen denetim sonucunda, bitmişin tespiti şeklinde yürütülen denetim anlayışının terk edilmesi gerektiğini kaydeden Küçük, iç denetimin, yerel yönetimlerden başlayarak, tüm kamu kuruluşlarına yayılabileceğini söyledi.

Küçük, “Denetim kamusal yarar sağlar” diyerek, “Belediyelerin genel amacı mutlu insanlar değil mi?” diye sordu. Küçük, bu modelde kamu verimliliğinin artacağını kaydetti.

Bir yanıt yazın